LA 121

LA 121 – Özünde doğa olan ev

LA121’i konsept bir proje olarak tasarladığımız için farklı ihtiyaçlara uygunluk sağlayabilecek bir fonksiyon şeması oluşturmak özellikle üzerinde durduğumuz bir unsur oldu. Üç katlı bina istenildiği takdirde zemin ve üst kat; ya da zemin ve bodrum kat olmak üzere iki katlı da planlanabiliyor.

Ayrıca teraslarda görsel bütünlüğü bozmadan yerleştirilen separatör ve kapılar sayesinde istenildiğinde bodrum kat diğer katlardan ayrı bağımsız bir bölüme dönüşebiliyor.

LA121 ihtiyaca göre değerlendirilebilecek ‘optimum’, ‘konfor’ ve ‘lüks’ olarak adlandırabileceğimiz üç farklı yaşam alanı sunabilecek şekilde tasarlandı. Burada en büyük yaşam alanına sahip olan LA121’in ‘lüks’ alternatifini paylaşıyoruz.

1.400 m² (bu alternatif için minimum ihtiyaç olan) arsa üzerinde yer alan proje teraslar hariç 250 m² giriş katı, 230 m² üst kat ve 260 m² bodrum kat olmak üzere üç katta toplam 740 m² inşaat alanına sahip.

Evin zemin katında ana hol, mutfak, garaj, günlük hayat alanı olarak adlandırdığımız salon, teknik oda, banyo ve bu mekanları üç taraftan saran 140 m² zemin terası; üst katta ebeveyn oda ve banyosu, misafir oda ve banyosu dışında iki adet oda, bir banyo ve çamaşır odası; bodrum katta ise çok mekânlı bir ofis suiti, şarap kavı, spa-spor salonu, havuz bar ve banyo mekanları yer alıyor.

LA121 içindeki yaşamı duygusal olarak destekleyen bir doğa öğesi etrafında şekillenen bir müstakil ev konsepti. Evin ‘Hayat Ağacı’ olarak adlandırdığımız bu doğa öğesi ana hol ile zemin terası arasında konumlandırıldı. Neredeyse tüm mekanlar ile görsel ilişki içinde olan ‘Hayat Ağacı’nın evdeki yaşamın bir parçası olması amaçlandı. Ana holü de ‘Hayat Ağacı’ ile olan görsel ilişkisi nedeniyle ‘Hayat Holü’ olarak adlandırdık.

Zemin katta giriş kapısı direkt olarak Hayat Holü ’ne açılıyor. Hayat Holü ise tüm mekanları direkt ya da dolaylı olarak birbirine bağlayan bir geçiş mekânı olmakla birlikte hacmi ve konumu onu içinden geçilen bir mekân olmaktan daha fazla; içinde yaşama hissi uyandıran ve ev halkının görsel ve duygusal ilişkisini destekleyen bir mekâna dönüştürüyor. Evin günlük hayat alanı, mutfak, garaj ve diğer mekanları bu holün sağ ve sol taraflarında yer alıyor.

Zemin katı üç cepheden saran ve üstü kısmen açık, kısmen kapalı tasarlanan zemin terası tamamen açılan doğramalar sayesinde günlük hayat alanı ve mutfakla tam entegre olabiliyor. Ayrıca kapalı terasların bu mekanların önündeki bölümlerinin tavanlarına yerleştirilen hareketli panjur sistemi bir taraftan güneş kontrolüne imkân tanırken, diğer taraftan bu mekanların güneş ışığından kesintisiz faydalanmasını sağlıyor.

Üst katta Hayat Holü ’nün üzerinden geçen ve Hayat Ağacı ile görsel ilişki içinde olan bir köprü ile ulaşılan ebeveyn odası ve misafir odası kendilerine ait banyoları ile diğer odalardan farklılaşıyor. Bu odaların dışında iki adet oldukça geniş yatak odası ve bu odalara hizmet eden banyo evin diğer kullanıcıları olan çocuklar için düşünüldü.

Bodrum katın ana mekânı iki ayrı oda, banyo ve küçük bir mutfaktan oluşan ofis suiti. Holden ofis suitine iki ayrı giriş sayesinde gerektiğinde ofis suitinin bir bölümü tamamen bağımsız bir misafir suitine dönüşebiliyor. Aynı cephede yer alan ofis suiti ve şarap kavı tamamen cam kapı ve bölmeleri sayesinde hol ile tamamen bütünleşebiliyor.

Holün sonunda ön cephede havuz ile ilişkili bir bar ve sonrasında banyo, spa ve spor salonu bulunuyor. Bu bölümün tamamı holden açılan bir kapı ile diğer mekanlardan ayrılarak gerektiğinde kontrollü bir geçiş sağlanıyor.

Evin inşa edileceği arsanın özelliklerinden dolayı yoldan giriş tarafındaki bahçede sınırlı kontrol imkânı olması durumunda bile; teras girişlerinden itibaren peyzaj düzenlemesi desteği, separatör ve kapılar sayesinde kısmen üst kotta yer alan bahçe ve alt kotta havuzun yer aldığı bahçenin evin kullanıcılarına özel kalması sağlanabiliyor.

TASARIM NOTU:

Tasarladığımız binalarda her zaman öncelikle mekân ihtiyaçlarını değerlendiriyor ve bu mekanların birbirleri ile ilişkilerini doğru bir şekilde kurmaya çalışıyoruz. Planlanmanın sonucu ortaya çıkan kapalı ve açık mekanlar birbirinden farklı hacimler oluşturuyor. Bu hacimleri çevreleyen döşeme duvar vb. yapı elemanlarından doğan kütleler tasarımı da şekillendiren önemli bir veri oluyor.

Ortaya çıkan kütlelerin birbirleri ile olan ilişkilerini kurarken belli bir denge arayışı içinde oluyoruz. Malzeme ve renk gibi unsurlarla da oluşturmaya çalıştığımız bu kütle kompozisyonunun etkisini desteklemeye çalışıyoruz. Genel olarak tasarımda ve malzeme seçiminde çağdaş, yalın ve sakin bir dil kullanıyor, işlevsiz dekoratif öğeler kullanmaktan kaçınıyoruz. İçimizden geldiği gibi; duygumuzu da katarak tasarlıyoruz.

LA121’in tasarımında da aynı yolu izledik. Minimum çizgi ve detayla sakin, dengeli ama aynı zamanda duyguya hitap eden etkili bir tasarım gerçekleştirdik.

LA 121 konsept projesi ile ilgili daha fazla bilgi ve detay için info@lastudio.com.tr e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.